Astrolojinin bilinenin aksinde tıpkı fizik ve kimya gibi disiplinle çalışarak öğrenilmesi gereken somut verilere dayalı bir ilim olduğunu biliyor muydunuz?   Peki tek burçtan ibaret olmadığımızı hatta günlük, haftalık, aylık burç yorumlarının doğru olmadığını söylesem? Peki gelin şimdi çok bilinen yanlışları kırıp astrolojinin ne demek olduğunu açıklayıp köşemde sizlerle nasıl bir yolculuğa çıkacağımızı bilmek ister misiniz?   Bir çocuğumuz astrologlar sayesinde duymuş olabilir ama gelin konuyu biraz daha açalım. Astroloji gökyüzünde ki gezegenlerden yani yıldızlardan hüküm çıkarma sanatıdır. Gezegenlerin insanlar üzerinde ki psikolojik etkilerini inceler bu doğrultuda yol gösterici niteliktedir. Fal değildir, gayetten haber vermez, içinde öngörü analizi barındırır ama bu da insanın özgür iradesinde ki olasılıklara bağlıdır. Astrolojinin kalbinde gezegenler, burçlar ve onikili ev sistemi vardır. Gezegenler denk geldikleri burçların psikolojik süreçlerini sosyal arenamıza yani ev dediğimiz sisteme yansıtırlar. Böylelikle bir gezegenin insana anlatmaya çalıştıkları ortaya çıkar.. Dünyayı, insanları, yaşadığımız kainat düzenini ve zamanın kalitesini bu ilim sayesinde anlayabilir, mesajları ile yaşamımızı şekillendirebiliriz.   İlk önce kendimizi tanıyor muyuz?   Şimdi gelelim en çok karıştırılan ve astrolojiyi bireysellikten 12 burca tek düzeliğe indirgeyen algıyı ele alalım. Bireysel olarak doğum haritamız doğrudumuz ay, gün ve saate göre hesaplanan koordinat sisteminin yuvarlak bir çember içinde fotoğrafının çekilmiş hali diye biliriz. Yani ‘ben aslan burcum, yada kovayım dediğimiz vakit bu sadece doğduğumuz gün ve aya bağlı olan güneşimizin denk geldiği burçtur ve doğuştan gelen karakterimizle ilgili önemli ipuçlarını barındırır. Ama astrolojik olarak siz sadece bu güneş burcundan ibaret değilsiniz 9 gezegen daha doğum haritanızı tamamlamak için beklemektedir.. Bu hemen doğduğumuz an ki enlem ve boylam cinsinden hesaplanan doğu ufundan yükselen burcumuz yani dış dünyada ki imajımız, Merkür’ün denk geldiği burca göre düşünce yapımızın ve iletişim tarzımızın nasıl olduğu, Venüs’ümüz ile ilişki   yapımız ve sevme şeklimiz, Mars’ın konumuna göre hayatla mücadele ve belaları def etme tarzımız, Jüpiter ile ruhani ve fiziksel büyümemiz, Satürn’ün denk geldiği burca göre sınırlamalarımız, yetersiz htiğimiz alan ve nasıl yapı oluşturduğumuz, Uranüs ile nasıl bireyselliğinizi ortaya koyduğumuz ve otoriteye karşı çıkış mekanizmamız, Neptün ile kendimizi nasıl aştığımız, kabulleniciğili, son olarak Plüton’un denk geldiği burca göre de güç, acizlik, dönüşüm alanlarını deneyimleriz. Gördüğünüz gibi bu kadar kutsal ve bir nebze olsun karmaşık sistemi tek düzeye indirgememek gerekir. Haritanızın içinde gökyüzünün doğduğunuz an ki fotoğrafı olduğuna göre haritanızda 10 gezegen, 12 burç ve bunların etkilerini hayatınızın hangi sosyal arenasında yaşayacağınızı anladığımız 12 li ev sistemi bulunur. Büyük resme genel olarak baktığımızda doğum haritanız tamamiyle size özel parmak iziniz gibidir. Buradan hareketle varoluş amacınız, potansiyeliniz, en yüce yönleriniz, gölge yönleriniz, nasıl bir karekterde olduğunuz, düşünce yapınız, neleri beğendiğiniz, hayattan öğrenmeniz gereken sınandığınız alanlara kadar bilgi sahibi olabilirsiniz.   Bu yolla en çok kendinize yaklaşırsınız. Ve şu anın gökyüzü konumunda gerçekleşen bir açı, tutulma, dolunay veya yeni ay dönemleri haritanıza denk geldiği alana göre etki alırsınız. Bu ay balıklar çok şanlı, başaklar kendine dikkat etsin gibi söylemler magazinsel olmaktan öteye gidemez. Çünkü astroloji ve siz tek burçtan ibaret değilsiniz. Ve içinizde ki bu evrenin sırlarını çözmek gerçek insan olma yolunda atılacak en güzel seçeneklerden sadece birisi.. işte biz bu köşede aylık olarak astrolojinin gökyüzünün açılarını, gezegen geçişlerinin insan ve yaşadığımız dünya üzerindeki etkilerinden bize vermek istediği aylık mesajlarından bahsedeceğiz. Zaman zaman içimizden hikayelere de değineceğiz ve yeni yolculuğumuz şimdiden hayırlı olsun.   Tüm İnsanlığa Sevgi ve Saygılarımla Begüm Demiray