YENİ BİR YILA BAŞLARKEN
YENİ BİR YILA BAŞLARKEN
Eda çiller, zamanın sesini duyabilmeyi, anı anlamı İle yaşayabilmeyi işaret ederek, yeni yazısında yine okurlarına kayboluş pusulası oluyor. Her yazı kendi hikayesini , usulca fısıldayarak anlatıyor ve sakince köşesine çekiliyor.
Bu yazısında 365 dün'den klasikleşen takvim karşımıza çıkıyor. İnsanı, vaktin esiri olmaktan çıkaran ve zamanın yaşantımıza bıraktığı izlerden kendimize has bir yol bulduğumuz bir takvim…
Hayatı umutla, düşlerimizin büyüklüğünde ve yaşanacak son günmüş gibi bugün, yarına bırakmadan, ertelemeden sevgi ile yaşamalı diyor yazısında
- Hiç yaşanmamış duygulara, gidilmemiş şehirlere, yeni yüzlere, okunmamış kitaplara, yeni doğacak güneşlere, yapılmamış iyi işlere “ hoşgeldin günüm “ yeni yılın ilk günü.
Bir yanım olanı biteni, eski beni güle güleyle uğurlarken bir yanım da eskilerinden öğrendikleriyle yeniden bulduğu kendisine, yeni başlangıçlarına, yeni kararlarına, bütün yenilerine gülümseyerek hoş geldin diyor.
Her yıl olduğu gibi bu yılda gece saat 00.00 da eski yılımız , yeni yılımıza devri teslim yapacak…
işte yine süzgeçten geçme, vakti geldi ; “ çarp, böl, çıkar, sonra topla kendini ! “ diyor zaman.
kararlara uyulmuş, bazılarına ezber bozan olunmuştur. Bazı planlar gerçekleşmiş bazıları ise ne kadar çabalasanız da rotasından çıkmış başka bir istikamette seyretmiştir. Bazı hedefler, hedef şaşmış bazıları ise dünyayı sessize alıp hedefe nişan almıştır.
Bazen de sıfır noktasından ,başlayabilmeli insan öyle değil mi ! Sevdiklerini, sevmediklerini , doğrularını, yanlışlarını gözden geçirip baştan yazabilmeli kendini…
Mesela ; eksilirken çoğalmayı hayatın vaz geçilmez kaidesi saymalı. Değiştiremedikleri için üzülmek yerine sahip olduklarına şükretmeyi farz saymalı…
Kaybetmeden kazanılmayacağını unutmamalı. Kaybetmeyi de kazanmak kadar hoş bulmalı. Hep daha iyisini bulmak İçin vaz geçişler de cesur olmalı. Kendini kaybetmemek için kayıplarda dik durmalı. Düş kırıklıklarına kalkan olsun diye beklentiyi sıfırlamalı.
Birilerinden taktir beklemek yerine kendini taktir edebilmeli. Ayrılıklarda, yeniden doğduğunu ve o duygunun seni büyüttüğünü unutmamalı ( tıpkı anne karnından sancıyla ayrıldığın, yeni hayatla buluştuğun o an gibi… ) Hatalarından pişmanlık duymak yerine bir yanlış, bin doğru kazandıracak ders almalı.
Yanılgılarda doğruyu bulmak İçin kabullenmeyi öğrenmeli. Gelişini hayatın , hep yeniden denemeler ile karşılamalı…
En önemlisi de konuşurken zamanın uçup gittiğini unutmamalı.
Bu günde gelip geçecek dün olacak akılda tutmalı. “ Keşkelerin yerine iyikilerini biriktirecek, gününü anlamlı yaşa ! “ diye fısıldayan zamanı duymalı…
- Her gününüzün, her anını anlamıyla yaşadığınız , iyikilerinizi çokça biriktirdiğiniz, tebessümü bol yıllarınız olsun…
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.