Sadullah Kısacık: Emeklilik Hayatta Kalma Mücadelesine Dönüştü

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Parti Sözcüsü ve Adana Milletvekili Sadullah Kısacık, TBMM Genel Kurulu’nda partisinin emeklilerin yaşadığı derin yoksulluk ve barınma krizinin araştırılmasına yönelik verdiği meclis araştırma önergesi üzerine yaptığı konuşmada, emeklilerin içinde bulunduğu tabloya dikkat çekti. Kısacık, en düşük emekli maaşının yoksulluk sınırının çok altında kaldığını vurgulayarak, “Devlet, emeklilerimize ‘yoksul yaşayacaksın ama sessiz yaşayacaksın’ diyor”, ifadelerini kullandı.

En Düşük Emekli Maaşı Yoksulluk Sınırının Altında

En düşük emekli maaşının yoksulluk sınırı altında kaldığını belirten Kısacık, milyonlarca emeklinin yaşam mücadelesi verdiğini söyledi. “2024 itibarıyla Türkiye'de yaklaşık 16 milyon emekli var. En düşük emekli maaşı 16.881 TL. Ama Türkiye'de tek başına yaşayan bir insanın yoksulluk sınırı 24 bin TL'yi aşmış durumda. Yani devlet emeklisine, ‘Sen yoksul yaşayacaksın ama sessiz yaşayacaksın’, diyor. Türkiye'de emeklilik artık bir dinlenme dönemi değildir. Emeklilik bu ülkede hayatta kalma mücadelesine dönüşmüştür”.

Emekliler Ucuz Otel Odalarında Yaşıyor

Emeklilerin ekonomik kriz karşısında yaşadığı geçim derdini istatistiki verilerle ortaya koyan Kısacık, “Emeklilerin % 75'i geliriyle geçinemiyor, yüzde 65'i ev sahibi değil. EUROSTAT ve OECD verileri ortada. Türkiye, emeklilere yapılan kamu sosyal harcamalarında Avrupa ortalamasının % 40 altında”, sözleriyle emeklilerin yaşam şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini vurguladı. Konuşmasında emeklilerin otel odalarında hayatlarını sürdürmeye çalıştığına yer veren Kısacık, “Büyükşehirlerde ev kiraları minimum 15 bin TL bandında. İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de bir emekli maaşı ile ev kiralamak mümkün değil. Kirasını ödeyemeyen emeklilerimiz bir otel odasına zorla sığınıyor. Evet, bu ülkede artık emekliler evde değil, günlük kiralanan ucuz otel odalarında yaşıyor. Ankara'da Ulus'ta, İstanbul'da, turizm bölgelerinde geceliği 200-400 TL arasındaki, çoğu zaman ortak tuvaleti olan ve hatta banyosu olmayan 3-4 kişilik ranza sistemli odalarda emeklilerimiz yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. Milletimizin gün görmüşleri, toplumsal hafızamızın temeli emeklilerimiz; yirmi beş otuz yıl çalışmış, prim ödemiş, vergi ödemiş insanlar. Peki yılların emeğinin karşılığı ne? Bir anahtar, bir oda ve bir yatak! Bu mu sizin insanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışınız”, şeklinde konuşarak iktidar sıralarına seslendi.

İktidar Olmanın Koşulu Ezileni, Üşüyeni, Sığınanı Herkesten Önce Görmektir

Emeklilerin otel odalarında kaldığını bakanlığın basın yoluyla öğrenip harekete geçmesini de geç kalınmış bir süreç olarak niteleyen Kısacık, “Bu ülkenin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı herkesten önce Ankara/Ulus'taki otellerde emeklilerimizin çektiği dramı bilmeliydi, görmeliydi ve herkesten önce orada olmalıydı. Eğer siz, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanıysanız bu ülkedeki dışlanmışları, ezilmişleri, bir yere sığınmışları, soğukta üşüyeni ilk önce siz göreceksiniz, yakacağı biteni ilk önce siz göreceksiniz, bir yetimin başını ilk önce siz okşayacaksınız; iktidar olmanın, sosyal devlet olmanın ilk koşulu budur”, ifadeleriyle Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’a tepkisini dile getirdi. 

Konut Seferberliğinden Yaşlılarımız ve Emeklilerimiz de Faydalansın

Konuşmasında Anayasa’nın 57’nci maddesine atıf yapan Kısacık, barınma hakkının lütuf değil, anayasal bir hak olduğunu söyledi. Huzurevlerinde yıllar sonrasına randevu verildiğine dikkat çeken Kısacık, iktidarın konut politikalarında emeklileri ve yaşlıları görmezden gelmemesi gerektiğinin altını çizerek, “İktidar 1 saatte, hatta 1 dakikada konut yaptığıyla övünüyor. Peki biz, yaşlılarımız ve emeklilerimiz için neden konut yapmıyoruz? Huzurevlerine bir yaşlımızı, bir yakınımızı yerleştiremiyoruz. Huzurevleri 2-3 yıl sonrasına gün veriyor. 81 ilde yaşlılarımıza ve emeklilerimize de konut yapalım. Bir an önce konut seferberliğinden yaşlılarımızı ve emeklilerimizi de faydalandıralım”, dedi. Emeklilerin barınma sorunu ve emekli maaşları politikasının araştırılması ve iyileştirilmesi yönünde Kısacık’ın TBMM Başkanlığına sunduğu önerge, iktidar milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.